Çölyak hastalığı bazı belirtilerle kendini gösterebilmektedir. Bununla beraber her çölyaklıda aynı belirtilerin görünmediği de bilinmektedir. Kesin tanı için yapılacak testlerle beraber tedavi aşamasına geçilebilir. Bununla beraber çocuklarda çölyak hastalığı belirtileri konusunda da bazı süreçlere dikkat edilmelidir. Yani yetişkinlere göre çocuklardaki çölyak belirtileri biraz daha farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir.
Çocuklarda Çölyak Hastalığı
Gluten proteinine karşı anormal tepki veren çocuklarda ilk etapta çölyaktan şüphe duyulabilir. Arpa, çavdar ve buğday içerikli ürünler nedeniyle ince bağırsaktaki villus duvarlarının zarar görmesi, vitamin, besin ve minerallerin emilememesine sebep olur. Bu durumda da bağışıklık sistemi her geçen gün zayıflamaya başlar. Çocuklarda yaşa göre gelişim yavaşlarken bazı belirtiler de ortaya çıkmaktadır.
[sp-related style=”light” id=”212″]
Öncelikle çocuklarda çölyak hastalığı belirtileri konusuna geçmeden önce çölyak hastalığının klinik belirtilerinden bahsetmek gerekiyor. 1 yaşından itibaren glutenli besinlerin tüketilmesiyle gözlemlenebilen bu süreç daha sonra daha farklı durumları beraberinde getirmektedir.
Çocuklarda Çölyak Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Başlangıç sürecinde glutene alerjisi olan çocuklarda kızarıklık ve kaşınma gibi durumlar söz konusu olmaktadır. Bu hastalığın ayrıca genetik olduğunu da unutmayın. Ek olarak gluten alımında çölyak hastalığı ciddi anlamda tetiklendiği için aşağıdaki belirtilerin ortaya çıkması muhtemel olacaktır.
Çocuklardaki çölyak hastalığının belirtileri orta düzeyden yüksek düzeye kadar farklılık gösterebilmektedir. Yavaş gelişimle beraber deri sorunları ve diş problemlerinin gözlemlendiği çocuklarda ayrıca kabızlık ve ishal de sıklıkla görülür. Genel olarak çocuklarda çölyak hastalığı belirtileri aşağıdaki gibidir;
- İştahsızlık
- Deri problemleri
- Diş sorunları
- Kemiklerde zayıflık
- Sürekli depresif ruh hali
- Kaygı ve stres
- Karın ağrıması
- Karın bölgesinde şişlik
- Anemi
- Yorgunluk
Çocuğunuzun yaşıtlarına göre daha zayıf ve kısa olması durumuyla beraber;
- Ergenlik dönemine geç girmesi
- Gelişiminde yavaşlık
- Haftalar süren ishal
- Dental problemler
- Karın ağrısıyla beraber kusma gibi durumlar görülüyorsa çölyak hastalığından şüphelenerek doktora başvurabilirsiniz.
[sp-related style=”light” id=”298″]
Çocuklarda sık olmamakla beraber kas zayıflığı, kilo azlığı ve büyük tuvaletin artması gibi bir durum var ise yine hastalığın belirtilerinden şüphe duyulabilir. Öte yandan cilt yüzeyindeki döküntüler de bazen çölyak belirtileri arasında olabilmektedir.
Çölyak hastalığı ile ilişkili olan bazı hastalıklar da vardır. Bu nedenle çocuğunuzda Iga eksikliği, tip1 DM, otoimmün karaciğer hastalığı, otoimmün tiroid hastalığı, Down, Turner ve Willians sendromları gibi hastalıklar var ise çölyak belirtilerinin de ortaya çıkabileceği bilinmelidir.
[sp_ad]
Çocuklarda Çölyak Hastalığının Riskleri Nelerdir?
Tedavi edilmediği zaman çocuklarda ciddi problemlere neden olan çölyak hastalığı ilerleyen aşamada büyümede gerilik durumuna neden olabilir. Ek olarak K ve kalsiyum eksikliğine de sebep olan çölyak, çocukların gelişme çağında kalın ve ince bağırsak kanserlerini de tetikleyebilmektedir. Bu nedenle her hastalıkta olduğu gibi çölyakta da erken teşhis çok önemlidir.
Çocuklarda Çölyak Hastalığı Tedavisi Nasıldır?
Çocuklarda da görülebilen çölyak hastalığı için bazı tedavi uygulamalarına başvurulmaktadır. İlk olarak gluten içeren besinlerin tüketilmemesi gerekir. Ayrıca çocuklara besin, vitamin ve mineral desteğinin sunulması önemlidir. Elbette bu süreç uzman doktor tarafından yönetilmektedir. Çocuğun hazırlanan diyete uyması konusunda dikkatli olunmalı ve sürekli denetlenmelidir.
[sp-related style=”light” id=”238″]
Okul çağındaki çocuklarda çölyak hastalığı belirtileri görüldüğünde dışarda veya okul kantinlerinde tüketmemesi gereken besinler kendisine anlatılmalıdır. Bu süreçte çocuklara atıştırmalık olan besinlerden hazırlanmalıdır. Ayrıca çocuğun ergenlik döneminde olması, diyete olan bağlılığını azaltabilir. O nedenle gerekli destek kendisine sağlanmalıdır. Tedavinin başlamaması nedeniyle yaraların geç kapanması, kanser, kısırlık ve kemik kırılmaları gibi olumsuz durumlarla karşılaşılabilir.