ÇÖLYAK HASTALIĞI

Çölyak Hastalığı Tarihçesi

Günümüz sağlık problemleri arasında yer alan çölyak hastalığı, tarihçesi bakımından da dikkat çeken bilgilere sahiptir. Bu anlamda çölyak hastalığı tarihçesi incelendiğinde hastalığın ilk kez nasıl ortaya çıktığı da anlaşılmaktadır. Öncelikle çölyak, bireylerdeki sindirim ve bağışıklık sisteminin aşırı gluten tüketilmesiyle beraber tepki vermesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Çölyak Hastalığının İlk Tanısı

İnsanoğlunun tarıma geçmesiyle ortaya çıkmış bir problem olan çölyak hastalığı, protein sindirimini oldukça güç bir hale getirmektedir. Ayrıca tarih boyunca yetiştirilen buğdaydaki gluten proteini, insan metabolizmasına yabancı bir protein türüdür. Bu durum, sindirim sistemlerinin gluteni sindirememesine neden olmakta ve hastalığın ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Genel olarak çölyak hastalığının ilk belirtileri, kas kasılmaları, şişkinlik hali, ishal, baş ağrısı, kronik yorgunluk, kabızlık ve buna benzer sorunlar olarak bilinmektedir.

[sp-related style=”light” id=”129″]

Yapılan araştırmalarda tarihteki ilk çölyak tanısının milattan sonra 200’lü yıllarda konulduğu düşünülmektedir. Fakat yazılı olarak bildirilmiş ve tanısı konulmuş ilk çölyak hastalığı 1888 yılında Birleşik Krallık doğumlu Doktor Samuel Gee tarafından kayıtlara geçirilmiştir. Gee’nin uygulamaya başladığı diyet ise o dönemdeki pek çok hastanın çölyak belirtilerinden uzak yaşamasını sağlamıştır.

Bu hastalıkla ilgili araştırmalar 1890’lı yıllardan sonra ciddi anlamda kapsamlı hale getirilmiştir. 1950 yılına gelindiğinde ise Wim Dicke yaptığı çalışmalarda, gün içerisindeki öğünlerden çavdar, yulaf ve buğdayın çıkarılması durumunda vücutta bulunan ödemlerin atıldığını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca vücudun bu şekilde daha rahat ettiğini de ispatlamıştır. Elbette bu süreçle beraber çölyak hastalığı üzerinde daha çok araştırma yapılmış ve çölyak hastalığı tarihçesi incelenerek yeni bilgiler ortaya çıkarılmıştır.

Gerçekleştirilen araştırmalarda çölyak ile deri döküntüleri ve ince bağırsak arasındaki ilişki saptanmaya çalışılmıştır. Buna ek olarak ilk çölyak derneği de 1968 yılında İngiltere’de kurulmuştur. 1968 yılından günümüze kadar açılan çok sayıda çölyak derneği de gluten duyarlılığı veya alerjisi olan bireylere yardımcı olmaya devam etmektedir.

Çölyak Hastalığı ve Milattan Sonraki Süreç

Çölyak hastalığının milattan sonraki 200’lü yıllara kadar dayandırılmasının nedeni, bu süreçte yaşayan insanların sürekli buğday üretmesinden kaynaklıdır. Ayrıca buğday glutenine maruz kalan insanlar aynı dönemlerde tarımla uğraşmıştır. Ayrıca ilk tarım yapan uygarlıklarla ilgili herhangi bir çölyak bulgusuna rastlanılmamıştır. Bunun nedeni ise glutene maruz kalma durumunun tamamen genetik olmasıdır. Yani insanların tarım yapmaya başlamasının ardından arpa, buğday ve yulaf tüketmesi daha sonraki zamanlarda gluten hassasiyetine neden olmuş ve çölyak hastalığıyla tanışmalarını sağlamıştır.

Ayrıca milattan sonraki 1. ve 2. yüzyıllarda çölyak hastalığı tarihçesi incelenirken, bu dönemde yaşayan insanların yerleşik hayata geçme süreçleri ele alınmıştır. Haliyle göçebe hayattan yerleşik hayata geçen insanlar oldukça fazla miktarda buğday gluteni tüketmiştir. Zaman ilerledikçe genetik olarak çölyak genleri taşınmış ve günümüze kadar bu hastalık gelişmeye devam etmiştir.

[sp_ad]

Çölyak Hastalığı Tamamen Ortadan Kaldırılabilir mi?

Çölyak hastalığı elbette tamamen ortadan kalkabilir ancak bu durum uzun yüzyıllar boyunca gerçekleşebilir. Çünkü gluten proteinine duyarlı olan bireylerin metabolizmaları buğday glutenine kısa sürede alışamaz. Fakat her geçen gün daha da gelişen tıp dünyasındaki çalışmalarla glutensiz buğdayın yetiştirilebileceği de düşünülebilir. Ancak günümüzde bu durum imkansızdır ve glutene duyarlılığı olan bireylerin ömür boyu glutensiz diyet uygulamasından yararlanması gerekmektedir.

[sp-related style=”light” id=”238″]

Hastalığın tamamen ortadan kaldırılması için ayrıca gluten duyarlılığı olan bireylere gen tedavisi uygulanabilir. Günümüzdeki ilaç tedavileriyle beraber çölyak semptomları ortadan kaldırılabilse de tamamen ortadan kalkma süreci belirttiğimiz üzere uzun yıllar alabilmektedir. Çünkü çölyak hastalığı tarihçesi ile beraber günümüze kadar genlerle taşınan buğday gluteninin vücuttan tamamen yok edilmesi söz konusu olmamaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir