Çölyak hastalığında tanı koymak amacıyla kullanılan teste kan testi adı verilir. Günümüzdeki pek çok kişi çölyak testi nedir konusunda farklı bilgilerle karşılaşabilir. Oysa bu uygulama tamamen kan testleriyle birlikte devreye alınmaktadır. Kansızlık ve karın ağrısı gibi belirtilerden sonra hastalardan talep edilebilen kan testlerinden önce bireylerin ailelerinde var ise çölyak hikayeleri dinlenmektedir. Çünkü çölyak hastalığı en çok kalıtsal durumlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
Glutene duyarlı olan kişilere tanı konmak amacıyla da talep edilen bu testlerde yulaf, buğday ve çavdar gibi içeriğinde gluten olan proteinlere karşı bağışıklık sisteminin yanıtları görüntülenmektedir. Daha eski tarihlerde çölyak teşhisi için sadece ince bağırsak biyopsisi yapılırken artık teknolojinin de gelişimi sayesinde kan testleri uygulanmaya başlanmıştır. Çölyak tanısının kesin olarak konulabilmesi için biyopsi uygulamasına ek olarak kan testleri yapıldığında hastalara daha kesin bilgiler sunulabilmektedir.
[sp-related style=”light” id=”452″]
Çölyak Testi Neden Yapılır?
Çölyak hastalığı testleri, glutene duyarlı farklı hastalıkların olup olmadığını belirlemek için uygulanmaktadır. Bu nedenle çölyak testi nasıl yapılır konusunda da birtakım bilgi eksiklikleri söz konusudur. Öncelikle tanı koymaya yardımcı olmak için geliştirilen çeşitli test grupları, arpa, buğday ve çavdarda yer alan ve diyet için kullanılan proteinlerin bağırsaklardaki durumunu net olarak göstermektedir. Bununla beraber vücudun bu tür gıdalar sonucunda ürettiği otoantikorları belirlemek için de test uygulanmaktadır.
Hastalıkla ilgili kan testlerinin her biri, kanda bulunan otoantikorların miktarını ölçmeye yarar. Anti – Endomisium ya da Anti – Doku Trasglutaminaz isimleriyle adlandırılan bu test sonuçlarına göre uzmanlar birtakım yorumlar yapabilmektedir. Sonuçların %95 oranına kadar pozitif çıkması, kişide çölyak hastalığı olduğunu gösterir. Fakat kesin sonuçların ortaya çıkması için ince bağırsak biyopsisi yapılmalıdır. Başvurulacak biyopsi sayesinde ince bağırsakta bulunan villus yapılarının ne derece sağlam olduğu görüntülenir ve kesin tanı konulabilir.
Çölyak ya da glutene duyarlılık kesin bir şekilde ince bağırsak biyopsisi ile saptanabilse de farklı test ve semptomlar sayesinde hastalığın önceden öğrenilmesi kolay hale gelmiştir. Ayrıca geliştirilen ön tanı testleriyle beraber birkaç damla kan alınarak yapılan alerji testleriyle de çölyak hastalığı teşhis edilebilmektedir. Bununla beraber yaşam kalitesinin artması amacıyla çölyak belirtileriyle karşılaşıldığı zaman mutlaka doktor kontrolüne başvurmanız gerekmektedir.
[sp-related style=”light” id=”316″]
Çölyak Tanısı Nasıl Konur?
Çölyaktan şüphe duyulduğu zaman öncelikle hastadan vücut muayenesinin yapılması istenir. Proteinler başta olmak üzere magnezyum, potasyum, kalsiyum, A vitamini, B12 vitamini, demir ve kolesterol gibi maddelerin kandaki aşamalarının ölçülmesiyle beraber gaita tahlili sayesinde çölyak teşhis edilebilir. Bununla beraber serolojik testlerin de doktor tarafından isteneceği unutulmamalıdır. Serolojik testler genel olarak hastalıkların tanısında oldukça önemlidir.
Vücutta yer alan tüm antikorların IgG ve IgA gibi türleri mevcuttur. IgA değerinin eksik çıkması durumunda bireylerde serolojik testler negatif çıkabilmektedir. Günümüz toplumunun yaklaşık olarak %0,2’sinde IgA eksikliği bulunmaktadır. Bu antikor eksikliğiyle beraber IgG tipi antikorların pozitif olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca çölyak hastalığında test sonuçlarının %6 ile %22’sinde serolojik testler negatif çıkmaktadır. Ayırt etme süreci ise endoskopik biyopsi ile mümkün olmaktadır.
Çölyak tanısının konulması için mutlaka yapılması gereken incelemelerden biri endoskop ile beraber ince bağırsağın incelenmesidir. Bağırsağın 40 santimlik kısmı olan duodenumdan doku numuneleri alınır. Gastokopiye benzer olan bu işlem sırasında ince bağırsak mukozası tüm ayrıntılarıyla incelenmektedir. Alınan numune ise özel yöntemlerle boyanır ve daha sonra mikroskopla incelenmeye alınır. Bu sayede çölyak hastalığının belirtilerinin var olup olmadığı araştırılabilmektedir. O halde çölyak testi nasıl yapılır ile ilgili olarak bu sürecin mutlaka gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Çölyaklılarda bağırsakta yama ya da tutulma gibi olumsuz durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle ince bağırsaktan dört veya beş adet biyopsi alınmaktadır. Bu sayede tanı konulması daha rahat olabilir. Serolojik testlerin pozitif çıkması halinde ince bağırsağın segmentlerinden tekrar biyopsi alınarak incelenmektedir. Bununla beraber endoskopi yaptırmak istemeyen hastalar için serum antikorları kullanılır. Genelde kapsül endoskopi yöntemin de kullanıldığı için tanı konulma süreci çok daha kısa olabilmektedir.
[sp-related style=”light” id=”238″]
Çölyak Hastalığı Testleri
Otoimmün bir hastalık olan çölyak, bağırsaklarda sindirim görevi üstlenen ve villüs olarak adlandırılan yapıların bozulmasıyla ortaya çıkar. Bu durum sonucunda ince bağırsakta birtakım hasarlar meydana gelir. Çölyak tespiti sırasında da dışkı yağı, otoantikor testleri ve tam kan sayımı gibi testler uygulanmaktadır. Bu testler, bağırsaklardaki bozulmayı gösterir.
Çölyak hastalığının ne kadar ilerlemiş olduğu, emilim bozuklukları, beslenme sorunları, tutulumu ve diğer organları etkileme durumu bakımından çölyak testlerinin sayısı da artmıştır. Alerjik yapıya sahip olan bu hastalıkta laktoz duyarlılığı testine de başvurulabilir. Çölyak tanısı koyarken talep edilen testler genelde karın ağrısı nedeniyle uzmanlara yapılan başvuruların ardından istenir. Başlangıçta istenen testler genelde kansızlık ölçümü içindir. Tam kan sayımı testi olarak bilinen bu uygulamalara alternatif olarak bağırsaklardaki bozukluğu gösteren eritrosit sedimantasyon testi de talep edilebilir. Ayrıca böbrek faaliyetlerinin incelenmesi ve karaciğerin ne düzeyde çalıştığının anlaşılması için metabolik panel testleri, besin emilim bozuklukları için dışkı yağı tayini ve protein ile vitamin emilimlerini saptamak için B12, D ve E testleri istenebilmektedir.
Sıraladığımız bu test sonuçlarının pozitif olması, kesin tanının konulması bakımından önemlidir. Çölyak tanısının kesin olarak konulması amacıyla bu testlere ek olarak bağırsak biyopsisi istenecektir. Uzmanlar bu konuda yapılan testlerin pozitif olması durumunda bile bağırsak biyopsisi yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Kesin tanının konulmasının ardından çölyak testleri arasından bazı testlerin yaptırılması gerekir. EMA, Anti-TG ve AGA gibi testler genelde glutenin ölçülmesi için tercih edilir ve düzenli olarak istenir. Çölyak hastalığına yakalanmış bireylerden ayrıca glutensiz diyet uygulamalarına başlamaları talep edilir. Bir süre glutensiz diyet yapıldıktan sonra tahliller yenilenir ve otoantikor düzeylerine tekrar bakılır. Otoantikor düzeyinin düşmemesi halinde hastalığın derecesini ölçebilen farklı testler talep edilebilmektedir.
[sp-related style=”light” id=”225″]
Biocard Çölyak Testi Nedir?
Çölyak testleri arasında yerini alan Biocard çölyak testi, parmaktan alınan kan damlası ile beraber IgA antikorlarının seviyesini ölçen bir testtir. Bireyler Biocard çölyak testi nasıl yapılır konusunda sıklıkla araştırma yaptığı için bu konuyla ilgili tüm detayları sizlerle paylaşıyor olacağız. Öncelikle bu test ev ortamında pratik bir şekilde yapılabilmektedir. Alternatif olarak eczanelerde de yaptırılabilir. Küçük yaştaki çocuklar için uygun patente sahip olması nedeniyle çölyak tanısı için oldukça önemli bir test olduğu bilinmektedir.
Pratik, hızlı ve ekonomik olan bu test için öncelikle parmaktan bir damla kadar kan alınır. Kısa sürede çölyak teşhisi koyabilen Biocard testiyle beraber elbette doktor muayenesinin yapılması çok önemlidir. Toplumda çokça araştırılan bir test olduğu için nasıl yapıldığını ve kullanım alanlarının neler olduğu da bilinmelidir.
Biocard Çölyak Testi Kullanımı
Oda sıcaklığında yapılması gereken bu test için öncelikle alüminyum poşet içinde bulunan test kartuşu, kutudan çıkarılmalıdır. Kuru bir yüzeye yatay şeklinde konulması gereken bu kartuş, kutusundan çıkarıldıktan sonraki 10 dakika içerisinde kullanılmalıdır.
Biocard testine başlamak için öncelikle parmağın uç kısmı hafifçe ovalanmalıdır. Ek olarak alkollü pamuk yardımıyla temizlendikten sonra kuruma süreci beklenmelidir. Sonrasında izlenecek yollar aşağıdaki gibi sıralanabilir;
- Temizlediğiniz parmak ucuna otomatik delicinin açık ve yuvarlak olan bölümüyle beraber mavi renkteki ucun çıktığı kısma batırabilirsiniz.
- Bu işlemden sonra üst tarafta yer alan tuşa basarak parmağınızı delmelisiniz.
- Acısız olarak gerçekleşen bu işlemle beraber delicinin yuvarlak açık kısmından yararlanarak parmağınızı delebilirsiniz.
- Ardından plastik kaptaki cam kapilleri dikkatli bir şekilde çıkarmalısınız.
- Kan aldıktan sonra cam kapilleri tekrar kapatmalısınız.
- Kan tüpünü buffer yardımıyla birkaç kez çalkalamalı ve karıştığından emin olmalısınız.
- Tüpü açtıktan sonra çalkalanmış olan kan örneğini pipete çekmelisiniz.
- Test kartuşunun üst kısmında yer alan hazneye 3 damla kadar kan damlatmalısınız.
- Test sonucu yaklaşık 5 dakika sonra karşınıza çıkacaktır.
Bu testin bir diğer özelliği ise işlem tamamladıktan sonra geçen 10. dakikanın ardından artık testin okunamamasıdır. Bu nedenle belirtilen sürede test sonucunu kontrol etmeniz gerekmektedir.
Biocard çölyak testi kartuşunda iki farklı gözlem haznesi yer almaktadır. Bu haznelerde ‘çizgi’ işaretinin çıkması halinde test pozitiftir. Yani kişide çölyak hastalığı bulunmaktadır. Kan örneğine bakıldığında ise anti-tTG antikorlarının yer aldığının işareti de aynı şekildedir. Kartuşta yer alan bir adet gözlem haznesinde çizgi var ise testin sonucu negatiftir. Yani kişide çölyak bulunmamaktadır. Test sonucunda herhangi bir çizgi olmaması halinde IgA antikorlarının yeteri kadar vücutta olmadığı anlaşılmaktadır. Yine bu testi uyguladıktan sonra mutlaka doktor kontrolünde olan testlere başvurmanız önemlidir.
Çölyak Biyopsisi Nasıl Yapılır?
Çölyak hastalığının kesin tanısının ortaya çıkarılması amacıyla en önemli testlerden biri olan çölyak biyopsisi aynı zamanda ince bağırsak biyopsisi olarak adlandırılır. Bireylerde doku ve serolojik testlerin pozitif çıkması halinde talep edilen biyopside ince bağırsaktan biyopsi alınarak patolojik inceleme yapılır. Bu işlem yapılmadan glutensiz diyete de başlanmamalıdır. Çünkü hastalığın seyri konusunda detaylı bilgi sunan en önemli testlerden biri olduğu unutulmamalıdır.
Hastalığın kesin tanısı başta olmak üzere çölyak düzeyi ve vücuttaki yayılımı hakkında en net bilgileri veren çölyak biyopsisi, endoskop olarak bilinen ve kıvrılma özelliğine sahip bir boru ile gerçekleştirilir. Biyopsiden önce hastaya tüm bilgiler verilir ve özellikle işlemden önceki 6 saatte herhangi bir yemek tüketiminin yapılmaması gerektiği hatırlatılır. Ek olarak kan sulandırıcı ilaçların da alınmaması gerekmektedir.
Endoskop borusu önce yemek borusu ve mideden geçer ve daha sonra ince bağırsaklara ulaşır. Bu süreçte ‘Forceps’ olarak isimlendirilen aletlerle beraber toplu iğne başı kadar küçük olan dört farklı doku örneği alınmaktadır. 10 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanan işlemlerle beraber alınan dokular mikroskop ortamında incelenmektedir. Dokuların birtakım kimyasallara verdiği tepkiler ölçüldükten sonra hastalığa sebep olan alerjiler gözlemlenir ve hastalığın ne derecede olduğu bu sayede tespit edilmektedir.
Çölyak biyopsisi işlemi aslında zor ve ağrılı bir uygulama değildir. Kısa bir sürede tamamlandığı için işlemden sonra gündelik yaşama devam edilebilir. Ancak biyopsi işleminden sonra hafif düzeyde kanamalar yaşanabilmektedir. Yine de bu tür süreçlerin herhangi bir endişeye neden olmaması gerektiği bilinmelidir. Son olarak biyopsiden sonra acı hissi, terleme, ateş ve kramp gibi yan etkiler de ortaya çıkabilir. Yaşanabilecek bu tür durumlarda mutlaka doktora başvurulmalıdır.
[sp-related style=”light” id=”225″]
Çölyak Hastalığında Kan Testi
Çölyak hastalığında istenen kan testlerinin amacı sadece tanı koymak içindir. Kansızlık ve karın ağrısı şikayetleriyle doktora başvuran kişilerde çölyaktan şüphelenilebilir ve kan testi talep edilebilir. Ayrıca kişilerin ailelerinde çölyak hastalığının olup olmadığına da bakılmaktadır. Çünkü bu hastalık daha çok genetik faktörlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Hem Türkiye’de hem de dünyada en fazla kullanılan otoantikor kan testleri doku transglutaminaz antikoru ve anti gliyadin antikorlarıdır. Ayrıca anti retikülin antikorlar ve anti endomysial antikor testleri de günümüzde uygulanan diğer kan testleri arasındadır.
Anti Gliyadin Antikoru Kan Testi
Tıpkı buğday proteini gibi tahıl ürünlerinde yer alan gliyadin proteinin var olup olmadığını anlamak için bu teste başvurulabilir. Ayrıca anti gliyadin antikorları, gliyadin bileşenine karşı oluşmuş bir otoantikor olarak bilinir.
Doku Transglutaminaz Antikoru Kan Testi
DTA kan testinde, belirli proteinlerin çapraz bağlantılarını sağlayan enzimler üzerinde işlem yapılmaktadır. Ancak günümüzdeki az sayıda laboratuvarda bu testin yapıldığı unutulmamalıdır.
Anti Retikülin Antikoru Kan Testi
Çölyak hastalığı bulunan insanların yaklaşık %60’ında bu antikorlar bulunmaktadır. Bu nedenle yapılacak kan testiyle beraber kesin tanı konulabilir.
Anti Endomysial Antikor Kan Testi
Kas liflerini örten ve ince bağ şeklinde olan dokulara endomisyum adı verilir. İnce bağırsağın iç bölgesinde yer alan boşlukta yaşanan hasarlar, birtakım reaksiyonlara neden olur ve anti endomysial antikorların gelişmesini sağlar. Bu durumda da yapılacak kan testleriyle beraber endomisyum dokularda çölyak tanısı konulabilir.
Çölyak hastalığıyla ilgili başvurulan kan testlerinin tamamında belirli bir oranda otoantikor miktarı gözlemlenir. Bu nedenle kan testi sonuçları aslında biyopsi gibi önemli tanı koyma araçlarından biridir. Günümüzde çok daha iyi sonuçlar verebilen kan testleri aynı şekilde biyopsi yapılmadan da tanı koymak için tercih edilmektedir.
Çölyak Testi Hangi Belirtiler Sonrasında Yapılmalı?
[sp-related style=”light” id=”212″]
Çölyak testi birtakım bulguların varlığında yapılmalıdır. Bu bulgulardan en önemlileri kansızlık, karın ağrısı ve kilo kaybıdır. Ayrıca bebeklerde devamlı yaşanan huzursuzluk veya gelişim sorunlarında da mutlaka çölyak testine başvurulmalıdır. Çocuklarda belirgin şekilde ortaya çıkan belirtiler ise aşağıdaki gibi sıralanabilir;
- Kusma
- Kilo almada güçlük
- İshal
- Karın bölgesinde şişkinlik
- Karın ağrıları
- Enfeksiyonların artması
- Boy uzamasında yavaşlama
- İştahsızlık
Bu belirtilere ek olarak yetişkinlerde ortaya çıkan ve sonrasında mutlaka test yaptırılması gereken belirtiler;
- Sinirli ruh hali
- Karaciğer sorunları
- Bezginlik
- Kaslarda zayıflık
- Yaşa göre kiloda azlık
- Kansızlık durumu
- Karında şişkinlik
- Kemik ağrıları
- Eklem ağrıları
- Kusma
- Büyük tuvalet ihtiyacının artması
- Cilt yüzeyinde döküntüler
- Ciltte kaşıntı
- Büyümede gerilik şeklinde sıralanabilir
Aslında bu hastalık her yaşta teşhis edilebilir ancak bu süreç oldukça zordur. Bu bilgilere ek olarak çölyak ile ilişkili olan hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz;
- IgA eksikliği
- Tip 1 DM
- Down sendromu
- Willians sendromu
- Turner sendromu
- Otoimmün karaciğer hastalığı
- Otoimmün tiroid hastalığı
Son olarak çölyak hastalığının tedavi edilmemesi halinde uzun ve kısa vadede oluşabilecek riskler;
- Düşük
- Kısırlık
- İnce ve kalın bağırsak kanseri
- Büyümede gerilik
- K vitamini eksikliği
- Kalsiyum eksikliği
- Osteoporoz
- Deprsyon
- Malabsorbsiyon
- Lenfoma şeklindedir.